İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi (İTBF) Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Hazal Ayas, fiziksel aktivitelerin yaşlılar üzerindeki etkisini anlattı.
Spor ve egzersiz psikolojisine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Hazal Ayas, “Bedenimiz zihnimizi etkiliyor ama aynı zamanda zihnimiz de bedenimizi etkiliyor. Fiziksel aktivite yalnızca yaşlı popülasyonda değil tüm yaş grupları için fizyolojik iyi oluşun önemli belirleyicisi. Özellikle kardiyovasküler sistem, metabolizma sistemi, iskelet ve kas dokusu üzerine olumlu bir etkileri var. Bunun dışında bilişsel etkileri de var. Herhangi bir egzersiz programına katıldıktan sonra, fiziksel aktivite gerçekleştirdikten sonra kendini iyi hissetmeyen yok. Fiziksel olarak iyi hissettiğimizde psikolojik olarak da iyi hissediyoruz.” dedi.
Psikolojik olarak iyi hissedildiğinde bilişsel kapasitenin de daha iyi kullanılabildiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Hazal Ayas, “Genel anlamda fiziksel egzersizin bedenimiz üzerinde fizyolojik anlamda olumlu etkileri olduğunu biliyoruz. Direkt biyolojik bir etkisi var. Fiziksel egzersizin biyolojik olarak iyi oluşa etkisi var. Hareket ediyor olmak, yaşıyor olmaya, yaşama devam edebiliyor olmaya eşittir. Bu yaşlılarda da bu şekilde. Özellikle yaşlılarda biraz daha etkin olduğu da düşünülüyor. Çünkü biliyoruz ki yaşlılık eşittir büyük anlamda fizyolojik olarak bazı problemlerin başlaması demek. Kas iskelet sisteminde, metabolik sistemde, kardiyovasküler sistemde ciddi rahatsızlıklar başlıyor yaşlılık döneminde. Dolayısıyla aktif olmanın bu hastalıkların başlangıcını geciktirici etkisi var.” diye konuştu.
“FİZİKSEL AKTİVİTE İÇİNDE OLDUĞUMUZDA BEYNİN OKSİJEN TÜKETİMİ ARTIYOR”
Fiziksel egzersizin fizyolojik problemlerin tedavisinde de etkili bir ilaç gibi olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Hazal Ayas, “Beyinde ne oluyor? Fiziksel aktivite içinde olduğumuzda beynin oksijen tüketimi artıyor. Bununla birlikte beyinde kanlanma artıyor. Beyin kan akım hızında artış meydana geliyor. Dopamin ve serotonin salınımlarında değişiklikler meydana geliyor ve beyinde yapısal değişiklikler oluşuyor. Bunlar bilimsel olarak, bilişsel etkilerine yönelik.” dedi.
Fiziksel hareketin hem koruyucu hem de tedavi edici özelliğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Hazal Ayas, “Günümüzde depresyon ve kaygı bozukluğu hastalarında, önemli düzeydeki psikiyatrik bozukluklarda günlük yürüyüşler, fiziksel aktiviteler tedavinin bir parçası olarak mutlaka veriliyor. Çünkü iyileştirici etkisi var ve bu yapılan araştırmalarla da kanıtlanmış durumda. Depresyon özellikle yaşlılık döneminde çok sık görülüyor. Bazen tek başına ortaya çıkıyor, bazen sekonder olarak demans veya diğer bozukluklara eşlik edebiliyor. Dolayısıyla normal popülasyona göre yaşlı popülasyonda daha fazla depresyonla karşılaştığımızı söyleyebiliriz. Dolayısıyla fiziksel aktivite hem depresyonu önlemede hem de depresyon tedavisinde önemli.” diye bilgi verdi.