İZMİR – DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, yabancı bilim insanlarının yaptığı arkeolojik kazılara yerli koordinatörlerin atanması uygulamasına ilişkin soru önergesi verdi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanıtlaması istemiyle hazırlanan soru önergesinde, arkeolojik kazılarda “koordinatör başkanlık” sistemine geçileceği yönündeki açıklamalar hatırlatılarak, Gazete Duvar’dan Nuray Pehlivan tarafından hazırlanan haberde yer alan değerlendirmelere dikkat çekildi.
Soru önergesinde, “Bugüne kadar Bakanlık tarafından görevlendirmesi yapılan veya yapılacak olan ‘Koordinatör Kazı Başkanları’nın bu işin yanı sıra başka projelerdeki görevlerini de sürdürmek durumunda kaldıkları ve bu durumun da 2863 Sayılı Kanun’un 37. Maddesi’ndeki ‘Aynı kazı heyetine veya şahsa, aynı süre içinde Kültür ve Turizm Bakanlığınca yapılan kurtarma kazıları dışında, birden fazla yerde kazı ve sondaj izni verilemez’ hükmüyle bağdaşmayacağı açıktır. Ayrıca, ‘Koordinatör Kazı Başkanlığı’ uygulamasının konuyla ilgili hiçbir yasal düzenlemede yer almaması ve bu düzenlemeyle bakanlığın hukuk dışına çıktığı değerlendirmesi kamuoyuna yansımıştır” ifadeleri yer aldı.
Bakan Ersoy’a şu sorular yöneltildi:
- Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bugüne kadar kaç arkeolojik kazıda, ‘Koordinatör Kazı Başkanı’ görevlendirilmiştir?
- ‘Koordinatör Kazı Başkanı’ görevlendirmesi, hangi yasal mevzuat hükmüne göre yapılmaktadır?
- Bakanlık tarafından görevlendirilen ‘Koordinatör Kazı Başkanı’nın, Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanmış Kazı Başkanını işlevsiz hale getirmesiyle bakanlığınız neyi hedeflemektedir?
- Yabancı kazı heyetlerine bir ‘Koordinatör Kazı Başkanı’ atayarak arkeolojik kazılara nasıl bir ivme kazandırılacaktır?
- ‘Koordinatör Kazı Başkanı’ uygulamasına geçmeden önce konuyla ilgili bilim çevrelerinin görüşlerine ve değerlendirmelerine başvurulmuş mudur? Başvurulmuşsa bu konuyla ilgili raporlar kamuoyuyla paylaşılmış mıdır?
- Bakanlık, Cumhurbaşkanlığı izni ile yapılan yabancı kazılarda herhangi bir yetersizlik mi görmektedir? Ya da bu alanları hızlı kazı ve restorasyon projeleri ile birer rant alanı haline getirmeyi mi amaçlamaktadır?
- Türkiye arkeolojisinin son yüzyıl içinde büyük özverilerle elde ettiği edinimler, turizm odaklı kazı çalışmaları ile hiçe mi sayılmaktadır?
- Tasarruf tedbirlerinin açıklandığı bu dönemde Bakanın lansmanlarda bahsini geçirdiği Türk kazılarının bile bugüne kadar hayal edemeyeceği miktardaki ödeneklerin kaynakları nelerdir?
- Son birkaç yıldır yerli kazılarda uygulanan 12 aylık kazı çalışması projesi ne kadar başarıya ulaşmıştır? Mevsimsel şartlar, ekonomik şartlar, ödenekler ve kazı çalışmasında bulunan ekip üyelerinin neredeyse tamamının bir üniversitede görevli olmaları hasebiyle bu projeler istenildiği kadar sonuç vermemesine rağmen aynı projeyi yabancı kazılarda da uygulamaya çalışmanın amacı nedir? Ayrıca aralıksız kazı yapmanın bilimsel bir dayanağı var mıdır?
- Bu büyük projelerden önce yaşanan tahribatı, talanı önlemek için; arkeolojik alanların, ören yerlerinin korunması için yeterli personel ve teçhizat sağlanmasına yönelik bakanlığın herhangi bir projesi var mıdır?
- ‘Koordinatör Kazı Başkanlığı’na atanan bir akademisyenden hem kendi kazı alanı ve ekibi hem de başka bir kazı alanı ve orada oluşturacağı ekibi ile çalışması için kendisinden nasıl bir ivme beklenmektedir? Bu alanlar “geleceğe miras” projesi ile “müteahhide miras” projesine mi dönüştürülecektir?
- Bu uygulamayla birlikte yerli kazı başkanlarından görevlendirildikleri yabancı kazılarda kendi ekiplerini oluşturmaları ve arkeolojik alanda kendilerinin kazacağı ya da çalışacağı alanları belirlemeleri bekleniyor. Bu yaklaşım, bir arkeolojik alanda çift başlılık yaratmak ve bilimsel kazı çalışmalarını baltalamak değil midir?
(HABER MERKEZİ)